5 Mayıs 2009 Salı

TARİHÇE

Orta Asya’dan kalkıp yeni fethedilen yerleri keşfetmek, sahiplenmek ve yerli halka Türk örf ve ananelerini, dinini öğretmek amacıyla gelmişlerdir. Büyük Fındık köyü güney doğusunda bulunan Hasırcı Tepesinde hayvanlarını yaylatan Göçebe Türk Beylerinden Ayvaz Bey emrinde yaşamaya çalışan dokuz çadırlık bir topluluğun 1825? yılında Ahmet Vefik Paşa(1823-1891)’nın “Herkes olduğu yere yerleşsin” fermanıyla üç gruba ayrılmış; beş aile bulundukları mevkiin kuzey doğusunda bulunan eski Rum Yerleşim kalıntılarının bulunduğu şimdiki Erdel denilen yere hayvanlarının kışlığını iyi geçireceklerini düşünerek yerleşmişler, Ayvaz beyin dayısı ve ailesi hayvanlarının rahatını düşünerek şimdiki Ada adı verilen yere, eniştesi olan Köse Ali de yine hayvanlarının rahatını düşünerek Ali Köseler denilen yere yerleşmişlerdir.Merkez olan Köye yerleşim gerçekleştiğinde köyün olduğu yerde kullanılabilecek durumda bir ev vardı. Bu ev tamir edilerek kullanılmıştır.Köy adını: Bir söylentiye göre; bu mevkide çok erik oluşu nedeniyle “Erikli” ismi verilmek istenmiş, göçebe yaşayan halkın bu ismi taşıyan bir başka köyden daha önce geçtiklerinden bu isimden vazgeçerek “Erdel” olmasına karar verilmiştir.Bir başka rivayet göre; Yörük Beyi Ayvaz’ın “Nereye kadar gideceğiz?” sorusunun cevabı her defasında Erdel Beyliği kasdedilerek “Erdel’e kadar” olmasıdır. Ama 1825 yılındaki ferman sonucu bulundukları yerde kalmışlardır. Bey sözünü tutmuş olmak amacıyla “İşte burası ERDEL” demiş ve adı böyle kalmıştır.Diğer mahallede kalan Ayvaz Bey’in dayısı yerleşim yerinin bir tepenin üzerinde oluşu, etrafının deniz gibi ormanla çevrili oluşu nedeniyle buraya “ADA” adını vermişlerdir. Üçüncü mahallesi olan “Ali Köseler” adını buraya ayrılan diğer üç çadırın başında bulunan Köse Ali denilen Beyden almıştır.(Tarihçe: Yunus AYVAZOĞLU'nun anlatımıdır..)